|
Tüm alerjik hastalıkların altında, kişinin bir etkene karşı olan hassasiyeti söz konusudur. Bunlar; polenler (çiçek tozları), ev tozları, sıcak veya soğuk hava, nemlilik, kuruluk, deterjanlar, kozmetikler, güneş ışınları ve bunun gibi çok çeşitli faktörler… Tetikleyen etken ne olursa olsun, birbirine çok benzeyen mekanizmalarla hastalıklar oluşmaktadır. Bazısında akciğerler tutulup astım atakları oluşmakta, bazısında cilt alerjileri oluşmakta, bazısında ise bahar nezlesi ve rinit görülmekte. Bunların tedavisinde birçok ilaçlar kullanılmakta, ama istenen sonuçlar alınamamaktadır. Aynı anda çok fazla ilaç kullanılması hem mali yükü artırmakta hemde hasta uyumunu bozmaktadır. Akupunktur; etki mekanizması, olguları bir bütün olarak görüşü ve hastalık değil hasta vardır anlayışıyla, hastaya özel bir tedavi sunarak çok iyi sonuçlar sağlamaktadır. Her şeyden önce vücudun dengesini sağlayarak direncini ve gücünü artırır. İmmün sistem dediğimiz bağışıklık sistemi alerjilerde temel rol oynamaktadır. Akupunktur esas etkisini bu sistem üzerinden göstermektedir. İmmün sistemi güçlendirerek, etkenlere karşı gerekli cevabı verecek düzeye getirmektedir. Vücud ihtiyacı olan tüm maddeleri kendisi salgılar düzeye gelir. Antihistaminikler, steroidler, nefes açıcı maddeler hep vücud tarafından salgılanır. Tüm hastalıklarda olduğu gibi stresi tamamen ortadan kaldırarak, hastalığı tetiklemesine engel olur.
Burada önemli bir nokta da şudur. Bu hastalıklar belli dönemlerde ortaya çıkarlar. Örneğin; hastanın astım atağı ilkbahar veya sonbaharda aktifleşiyorsa, yada bahar nezlesi ilkbaharda oluyorsa, hastanın mevsim gelmeden önce alacağı akupunktur tedavisiyle hastalığın aktifleşmesi önlenir veya en aza indirilir. Akupunkturla tam tedavi sağlanabilir. Bu olmasa bile, mutlaka ilaçlara olan bağımlılık ve ilaç miktarı azalır.
|
|